'’Çocuk gelişimini oyunla anlamaya çalışıyoruz’’

Boğaziçi Üniversitesi Bebek ve Çocuk Gelişimi Laboratuvarı’nda Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Gaye Soley liderliğinde bir ekiple bebeklikten yetişkinliğe uzanan çeşitli yaş gruplarıyla sosyal öğrenme, sosyal grup algısının gelişimi, müziğin ve dilin sosyal etkileri ve erken iletişimdeki rolü gibi araştırmalar yürütülüyor. Boğaziçi Üniversitesi söz konusu alanlarda Harvard ve Boston üniversiteleri ile ortak kültürler-arası çalışmalara imza atıyor.

Kısa bir süre önce, Harvard Üniversitesi öğretim üyesi psikolog Elizabeth Spelke ile ‘’Shared cultural knowledge: Effects of music on young children's social preferences’’* (Ortak kültürel bilgi: Müziğin çocukların sosyal tercihlerindeki etkisi’’) başlıklı bir çalışma yürüten Gaye Soley, Boğaziçi Üniversitesi Bebek ve Çocuk Gelişimi Laboratuvarı’nda bebek ve çocukların gelişimi üzerine çalışmalar yürütüyor.

Doktora derecesini 2012 yılında gelişim psikolojisi alanında Harvard Üniversitesi'nden alan; sosyal-bilişsel gelişim ve müzik algısı üzerine çalışmalar yürüten Gaye Soley ile Boğaziçi Üniversitesi Bebek ve Çocuk Gelişimi Laboratuvarı’nın güncel çalışmaları üzerine konuştuk.

Anne ve bebeklerle çalışmalar yürütülen laboratuvarda sosyal ve bilişsel gelişimi konu alan araştırmalar dikkat çekiyor. Laboratuvar ne zaman kuruldu, ne gibi çalışmalar yürütmektesiniz?

Gaye Soley- Bebeklikten yetişkinliğe uzanan çeşitli yaş gruplarıyla sosyal öğrenme, sosyal grup algısının gelişimi, müziğin ve dilin sosyal etkileri ve erken iletişimdeki rolü gibi konuları çalışıyoruz. Yaklaşık iki yıldır BCL bünyesinde araştırmalar yürütüyoruz ancak fiziksel anlamda laboratuvarımız bu yıl açıldı. Bu süreçte araştırmalarımızı yuvalar, okullar ve çeşitli yaz okullarında yürütüyorduk, artık laboratuvarımızda da yürütebiliyoruz. Aslında Psikoloji Bölümü'ndeki Gelişim Laboratuvarı'nda sosyo-duygusal gelişim, bilişsel gelişim, dil edinimi gibi konularda bölümümüzdeki diğer öğretim üyeleri tarafından uzun yıllardır araştırmalar yapılıyor. BCL'nin eklenmesi ile birlikte yürütülen bu araştırmalar bebeklik dönemine de uzanmış ve araştırma konularının kapsamı daha da genişlemiş oldu. 0-10 yaş arası bebek ve çocukların sosyal- bilişsel gelişimi üzerine araştırmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Laboratuvarımızda 6 aylıktan 10 yaşa kadar değişen yaş grupları ile yürüttüğümüz araştırmalar var. Bu araştırmalarda bebek ve çocuklarla bireysel olarak yaşlarına uygun oyunlar oynuyor, oyunlar sırasında da onlara sorular soruyoruz. Soru soramadığımız durumlarda daha yaratıcı yöntemler buluyoruz, mesela 6-11 ay arası bebeklere farklı olay dizileri izletip, olaylara verdikleri dikkat sürelerini ölçüyoruz, bu sürelere göre çesitli çıkarımlar yapıyoruz. Çalışmaları çocuklarla iletişimi iyi, deneyimli ve ilgili öğrencilerle birlikte yürütüyoruz. Araştırmalara katılım gönüllülük esasına dayanıyor. Katılmak isteyen ailelere 30-45 dakikalık randevular veriyoruz. Çalışmanın kendisi genellikle 10-15 dakika kadar sürüyor, fakat çalışmanın öncesinde ve sonrasında aile bilgilendiriliyor, soruları yanıtlanıyor. Katılım sonunda ailelerle bulgularımızı paylaşıyor, katılımcılarımıza da ufak hediyeler veriyoruz.

Laboratuvar anne ve bebeklerin kullanımına açık ne gibi çalışmalar yürütülüyor? Aileler bu çalışmalara nasıl katılabiliyor? Ya da siz araştırmacılar ailelere nasıl ulaşıyorsunuz?

Araştırmalarımızın bazılarını yuvalarda, okullarda ya da yaz okullarında, bazılarını ise laboratuvarımızda yürüyüyoruz. Okullarda yürüttüğümüz araştırmalarda öncelikle okullardan sonra da bireysel olarak velilerden çocuklarının katılımı için izin istiyoruz. Onay veren velilerin çocukları ile okul öğretmenlerinin belirlediği gün ve saatte 5-10 dakikalık oyun niteliğinde bireysel çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Çalışma tamamlandığında ailelere bulgularımızın özetini içeren bir bilgilendirme yazısı yolluyoruz. Güncel çalışmalarımızı ayrıca laboratuvarın web sitesinden (www.bcl.boun.edu.tr) ve facebook sayfasından (https://www.facebook.com/bounbcl/) duyuruyoruz. Katılmak isteyen aileler bize web sitemizdeki iletişim formunu doldurarak, telefon ederek ya da email göndererek ulaşabiliyorlar. Sonrasında onlara uygun gün ve saatte bir randevu veriyoruz. Geçen yıldan bu yana ayrıca bebekli ya da çocuklu ailelerin bulunduğu çesitli etkinliklerde bulunup, ailelere laboratuvarı ve araştırmalarımızı tanıtarak ilgilenen ailelerin bilgilerini veri tabanımıza ekliyoruz. Bu ailelerin çocuklarının yaşlarına uygun çalışmalarımız olduğunda onlarla iletişime geçiyoruz. Bebeğiyle gelen bir anne laboratuarda nasıl bir deneyim yaşıyor? Kampüse nasıl ulaştıklarına bağlı olarak aileyi Güney Kampüs öğrenci otoparkı ya da güney meydanda karşıladıktan sonra onlara laboratuvarımıza kadar eşlik ediyoruz. Anneyi öncelikle katılacakları çalışma hakkında detaylı olarak bilgilendiriyoruz. Adım adım neler olacağını anlatıp, sorularını yanıtlıyoruz. Çalışmaya başlamak için hazır olduklarında, anne ve bebeği çalışmamızın yapılacağı odaya alıyoruz. Aile birden fazla çocuk ile gelmişse, ziyaret süresince yaşına uygun çalışmamız bulunmayan çocuklar lab asistanlarımız ile çeşitli oyunlar oynuyorlar. Çalışma süresince bebek annenin kucağında otururken, bebeğe çeşitli video kesitleri sunup bunlara ne kadar dikkat verdiğini ölçüyoruz. Bu süreçte anneye, bebeğini farkında olmadan etkilememesi için kulaklıkla farklı müzikler dinlettiriyoruz. Yaklaşık 10 dakika kadar süren çalısmanın ardından anneye videoları sesli bir şekilde izlettiririyoruz. Çalışmanın konusundaki diğer bulgulardan kısaca bahsedip bunlara dayanan varsayımlarımız ve bizim o ana kadarki bulgularımız hakkında bilgi veriyoruz. Soruları varsa onları yanıtlıyoruz. Daha sonra bebeğe ufak bir hediye ve bir teşekkür sertifikası veriyoruz. Aile gitmeye hazır olduğunda, onları uğurluyoruz.

Aileler için bu laboratuvar özgün bir deneyim

Ailelerden size en fazla nasıl talepler geliyor?

Aileler genellikle çocuklarının bireysel yanıtlarını ve bu yanıtların ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorlar. Bu bilgileri tabii ki onlarla paylaşıyoruz, fakat bireysel yanıtların çok anlamlı olmadığını, bizim pek çok çocuğun verdiği yanıtların ortalamalarıyla ilgilendiğimizi de vurguluyoruz. Çalışmalarımızda çoğunlukla standardize ölçümler kullanmadığımız için bebeklerin ya da çocukların verdiği tepkileri 'doğru' ya da 'yanlış' diye sınıflandırmıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda, çocuklardan aldığımız tepkilerle insan zihninin çeşitli alanlarda nasıl işlediğini daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla aslında biz çocuklardan öğreniyoruz. Aileler dilerlerse çalışmalarımızda baştan sona bulunarak çocuklarının verdikleri yanıtları gözlemleme imkanı buluyorlar. Çalışmanın sonunda da onlara hipotezlerimiz, o ana kadarki bulgularımız ve bunların olası çıkarımları ile ilgili detaylı bilgi veriyoruz. Genellikle aileler için laboratuvar ziyareti oldukca özgün bir deneyim oluyor. Bebeklerinin ya da çocuklarının verdikleri tepkileri gözlemlemek, bu alandaki gelişmeleri öğrenmek ve de tabii ki gönüllü ailelerin katılımı sayesinde yürüyen bu bilimsel sürece dahil olmak hoşlarına gidiyor. Çocuklar da oynadığımız oyunları eğlenceli buluyorlar. Yaşlarına uygun ikinci bir çalışmamız daha olduğunda ona da katılmak istiyorlar. Şu anda anneler ve bebeklerle yürütülmekte olan güncel araştırma hakkında bilgi alabilir miyiz? Daha önceden yapılan araştırmalar bebeklerin seçici olarak çeşitli kişilere daha çok dikkat verdiklerini gösteriyor. Örneğin farklı dilde konuşan iki kişiyi izledikten sonra, 5 aylık bebekler ana dillerinde konuşan kişiye daha uzun odaklanıyorlar. Biz bir çalışmamızda bu seçici dikkat vermenin 6-11 ay arası bebeklerin öğrenmeleri üzerindeki etkilerini inceliyoruz. Çalışma sırasında bebek ebeveynin kucağında otururken ona çeşitli video kesitleri sunuyoruz. Bu videolarda bebek farklı diller konuşan kişilerin yaptığı eylemleri (örneğin müzik eşliğinde el çırpmak) izledikten sonra, bu eylemler ve onların çeşitli varyasyonlarını bebeğe sunup, her birine ne kadar süreyle dikkat verdiğini ölçüyoruz. Bu sürelere dayanarak, eylemler arasındaki farklılıkları fark edip etmedikleri, dolayısıyla da bu eylemleri ne kadar iyi öğrendikleri hakkında çıkarım yapıyoruz.

Harvard ve Boston üniversiteleri ile ortak proje

Hali hazırda yürütülmekte olan uluslararası araştırma projeleriniz varsa bilgi alabilir miyiz?

Şu anda Harvard ve Boston üniversiteleri ile ortak yürüttüğümüz kültürlerarası bir araştırma projesinde 5-10 yaş arası çocuklara bireysel olarak farklı sosyal gruplara ait (örneğin farklı takımlar tutan ya da farklı etnik kökenden) kişilerin çizimlerini gösteriyoruz. Daha sonra çocuklara bu kişiler ve birbirleriyle olan iletişimleri hakkında sorular yöneltiyoruz. Örneğin çocuklardan, eğer isterlerse bu kişilerin gruplarını değiştirmelerinin mümkün olup olmadığını tahmin etmelerini istiyoruz. Ya da gösterdiğimiz kişilerin birbirlerine karşı olan negatif davranışlarını ne kadar doğru, ne kadar yanlış bulduklarını soruyoruz. Araştırmanın amacı grup üyeliğinin çocukların çeşitli davranışları ahlaki olarak değerlendirmelerini nasıl etkilediğini ve bu etkileşimin, çocukların içinde bulundukları kültüre göre nasıl değiştiğini daha iyi anlamak.

Ortak kültürel bilgi çocuğun sosyal tercihlerini belirliyor

Son olarak, ‘’Shared cultural knowledge: Effects of music on young children's social preferences’’ başlıklı araştırmanızdan biraz bahsedelim, ne gibi bulgular elde ettiniz?

Bu çalışmada ortak kültürel bilginin, çocukların arkadaş seçimlerinde nasıl bir rol oynadığını araştırdık. 4-5 yaş grubundaki çocuklara kendi yaşlarında çeşitli çocukların bildikleri ya da sevdikleri şarkıları dinlettik. Şarkıların bazıları katılımcı çocukların bildikleri şarkılardı, bir kısmı ise daha önceden duymamış oldukları şarkılardı. Sonrasında çocuklara bu iki kişiden hangisiyle arkadaş olmayı tercih ettiklerini sorduk. Çocuklar kendi bildikleri şarkıları bilen, kendi bimedikleri şarkıları ise bilmeyen çocukları tercih ettiler. Hatta bazı durumlarda ortak bilginin, ortak tercihlerden daha öncelikli olduğunu gözlemledik. Yakın bir zamana kadar kültürel bilgiyi büyük oranda çevremizdeki kişiler aracılığı ile ediniyorduk. Çocuklar için bu durum hala böyle denebilir. Dolayısıyla iki kişinin aynı şarkıyı biliyor olması, bu iki kişinin benzer bir sosyal geçmişleri olduğuna ya da aynı kültürel gruba ait olduklarına işaret edebilir. Bu durumun çocukların, bilinçli bir şekilde olmasa da, kendileriyle aynı şarkıyı bilen kişilere yönelmesine neden olabileceğini düşünüyoruz. Bu çalışma, kişilerin görünüş ya da davranış gibi gözlemlenebilen özelliklerinin yanısıra, ortak bilgi ve deneyim gibi daha soyut faktörlerin de ufak yaşlardan itibaren çocukların yaşıtları ile aralarında bağ kurmalarına neden olduğunu gösteriyor.

(*)Gaye Soley ve Elizabeth Spelke tarafından yürütülen çalışma hakkında daha fazla bilgi için: http://greatergood.berkeley.edu/article/item/how_songs_help_children_bond

 

 

http://haberler.boun.edu.tr/tr/haber/cocuk-gelisimini-oyunla-anlamaya-ca...

Share