Boğaziçi Üniversitesi ‘’Yarının İstanbul’u’’ için çalışacak

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı, UK Research and Innovation (UKRI) tarafından desteklenen Yarının Şehirleri projesinin İstanbul ayağının yönetim ve koordinasyon merkezi oldu. Beş yıl sürecek proje kapsamında Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı bünyesinde bir İstanbul Kent Ofisi kurulacak.

Yarının Şehirleri, Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine yönelik uluslar ve disiplinler arası bir araştırma projesi. Projenin amacı orta gelir seviyesi ve altındaki ülkelerde, kriz yönetimi anlayışından, çoklu afet tehlikeleri altında kentlerin karşı karşıya bulunduğu riskleri göz önünde bulunduran planlama ve karar alma mekanizmalarına geçişi kolaylaştırıcı çözümler sunmak.

Proje kapsamında ‘’Yarının İstanbul’u’’ başlığı altında İstanbul’un çoklu afet risklerine dayanıklı bir kent olması ve dezavantajlı grupların olası afetlerden korunabilmesi için sivil toplum, belediyeler, üniversiteler, meslek odaları gibi çok sayıda paydaşın işbirliği içinde çalışacağı geniş bir platform kurulması hedefleniyor.

Yarının Şehirleri (Tomorrow’s Cities) projesinin genel yönetimi Edinburgh Üniversitesi tarafından gerçekleştiriliyor.  İstanbul üzerine yapılacak çalışmaların yönetimini ve koordinasyonunu Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Çakve University College London’dan  Prof. Tiziana Rosetto üstleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nin yanı sıra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, TED Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi de projenin İstanbul ayağının resmi paydaşları olarak yerlerini alıyor. Projenin yönetim ve koordinasyonu için İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği bünyesinde bir İstanbul kent ofisi kurulacak.

Depremler, sel felaketleri, volkanik patlamalar, yer kaymaları gibi doğal afetlere maruz kalan şehirlerde yaşayan düşük ve orta gelir seviyesindeki nüfusun günümüzde yaklaşık 2 milyar olduğu ve bu rakamın 2050’de iki katına çıkacağı öngörülüyor.  Dünyada şehirleşme hızının giderek artmasıyla 2030 yılı itibariyle şehirleşmiş alanların yüzde 60 oranında artması bekleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Çaktı, hızlı şehirleşmenin aynı zamanda yarının şehirlerinde  çoklu afetlere karşı hazırlıklı olunması, kentsel risklerin belirlenmesi ve her ülkenin kentsel dönüşüm planlarında bilgiye dayalı karar verme mekanizmalarının hayata geçirilmesi anlamında önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Bu projede ODTÜ, TED Üniversitesi, ve İBB ‘nin yanı sıra ilerleyen süreçte daha geniş bir paydaş grubu ile çalışacaklarını ekleyen Prof. Dr. Eser Çaktı, çoklu afet bilincinin toplumda yerleştirilmesi konusunun bakanlıklar, üniversiteler, medya, sivil toplum kuruluşları, mahalle örgütlenmeleri, meslek odaları gibi çok sayıda paydaşı ilgilendiren boyutları olduğuna dikkat çekiyor.

Yarının Şehirleri projesinin gelişmekte olan ülkelerdeki kentlerde kriz yönetiminden bilgi temelli risk planlama ve karar verme mekanizmalarına geçişi sağlayacak altyapının oluşturulmasını amaçladığını aktaran Prof. Dr. Çaktı, İstanbul’un yanında proje için seçilen diğer üç kentte de (Nairobi-Kenya, Katmandu-Nepal, Kito-Ekvador) benzer merkezler kurulacağını ve bu merkezlerde ülkelerin önde gelen bilim insanları, sivil toplum ve meslek kuruluşları ve yerel ve ulusal yönetimlerle sürdürülebilir kentsel kalkınma için birlikle çalışacaklarını da ekledi.

Prof Dr. Eser Çaktı, 3 bin yıllık tarihe sahip İstanbul’un çok büyük bir değişim geçirdiğini; 1950 senesinde bir milyon nüfusu olan kentin bugün 15 milyonu aştığını ve kentteki binaların yüzde 70’inin son 40 yılda inşa edildiğini belirtti.

 

 

Prof. Dr. Çaktı proje geneline dair şu bilgileri verdi:

‘’ Projede yer alan şehirlerin her biri farklı doğal afetlerle karşı karşıya. Örneğin, İstanbulda deprem ön plana çıkarken diğer şehirlerde farklı tehlikeler söz konusu. Bu dört şehir, kentleşme süreçlerinde karşılaştıkları farklı sorunlar ve maruz kaldıkları farklı afetlerin bütünsel açıdan ele alınması için seçildi. İstanbul, ekonomik açıdan ve bilimsel açıdan diğer şehirlerden ileri konumda diyebiliriz. 1999 Marmara Depremi’nden sonra birçok bilimsel çalışma yapıldı ve şimdi bildiklerimiz, öğrendiklerimiz üzerinden yeni çalışmalara olanak sağlamak istiyoruz.

Bizim vizyonumuz çoklu afetlere karşı hazırlıklı olma, çoklu afetlere bağlı kentsel risklerin belirlenmesi ve bu konuda ortak bilgi ortamının yaratılmasıyla her ülkede kentsel dönüşüm ve planlama girişimlerinde bilgi ve araştırmaya dayalı karar verme mekanizmalarının desteklenmesidir. Bu çerçevede bakanlıklar, sivil toplum ve meslek kuruluşları, ve diğer üniversitelerle de gelecek dönemde iş birliği yapabiliriz.

İstanbul için üç ana çalışma teması olduğunu belirten Çaktı şöyle devam etti: ‘’ Bu temalardan ilki afet yönetimi ile ilgili sorunları vaka çalışmaları üzerinden ortaya koymak, ve geçmiş olaylarda yaşananları anlamak . Ayrıca sosyologlar, kent planlamacıları, ve ekonomistlerin katkılarıyla kentsel dönüşüm ile ilgili sorunlar da bu aşamada değerlendirilecek.  İkinci temada daha çok  mühendislik çalışmaları yapılacak. Deprem yer hareketi modellemeleri, farklı bina tiplerine ait yapısal davranışın ve risklerin incelenmesi, belli kentsel altyapı sistemlerinin modellenmesi bu temadaki çalışmalardan bazıları. 

Üçüncü tema ise çıktıların bir bilgi platformunda bir araya getirilip çeşitli çoklu tehlike ve risk senaryolarının , kentin gelişim süreçlerinde ne tür etkilere yol açabileceğini görmek. Bu platforma çeşitli paydaşlar tarafından erişilip kullanılabilecek şekilde tasarlanacak.

‘’Projemiz tam olarak bir afete hazırlık çalışması değil. Projenin esas misyonu geleceğin kentlerinde alt gelir gruplarının yaşayacağı alanlarda depremde afet riskinin azaltılmasına yardım etmek. Diğer bir deyişle bir kentlerin yönetimlerinde etki yaratarak ileride gelişecek kentsel alanlarda ve kentsel dönüşüm çalışmalarında çoklu afetlerle ilişkili bilgilerin yöneticiler tarafından her zaman göz önünde bulundurulmasını, yöneticiler arasında böyle bir bilincin yerleştirilmesine yönelik somut adımlar atmayı planlıyoruz’’ diyen Prof. Dr. Çaktı, ‘’Toplumu oluşturan ve afetlerden etkilenecek mahalle, okullar, belediyeler, özel şirketler, medya gibi tüm yapıların bakış açısını değiştirecek ve hepimizin hayatını etkileyen önemli gruplarda bir risk kültürü ve bilinç  oluşturulmasına katkı sağlamak istiyoruz’’ diye ekledi.

 

 

Share