araştırma

Boğaziçili bilim insanın yer aldığı ekipten sarı nokta hastalığının erken tanısı için yeni yöntem

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Ayhan’ın da arasında yer aldığı uluslararası araştırma ekibi, sarı nokta hastalığıyla ortaya çıkan görme bozukluklarını tespit etmek için yeni bir yöntem geliştirdi. Görme bozukluklarını erken aşamada kolayca haritalandırabilen yöntemden faydalanılarak hastaların hayat kalitesini artıracak özel cihazların geliştirilmesi hedefleniyor.

İngiltere Londra Üniversitesi Psikoloji Bölümü Üyesi Prof. Dr. Johannes Zanker, İngiltere Torbay Hastanesi Optalmoloji Bölümü Tıp Doktoru Edward Doyle ile Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Ayhan ortak çalışmasıyla, sarı nokta hastalarının görme bozukluklarını erken aşamada hızlı ve etkin bir şekilde haritalandırabilen yeni bir metot ortaya kondu. Bu yöntemle hastalar bilgisayar üzerinde kendilerinden istenen şekil düzeltmelerini yaparken göz hareketleri de bir göz takip cihazı yardımıyla takip ediliyor.

Fen Edebiyat Fakültesi
Share

Boğaziçili akademisyenden önemli buluş :İnsan bedenini gerçek zamanlı izleyen implant anten teknolojisi

Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Sema Dumanlı Oktar’ın "Canlı Hücrelerle Manipüle Edilen Antenler" (AntennAlive) projesiyle, genetiği değiştirilmiş bakterilerle yeniden yapılandırılan implant antenler kullanılarak insan bedenindeki gelişmeler gerçek zamanlı izlenebilecek. Bu yıl TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı “2247-A Ulusal Lider Araştırmacılar Programı”ndan 1 Milyon TL destek almayı başaran projenin biyomühendislik alanında öncü olması hedefleniyor.

TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı “2247-A Ulusal Lider Araştırmacılar Programı”na, Boğaziçi Üniversitesi’nden seçilen üç genç bilim insanından biri olan Dr. Öğr. Üyesi Sema Dumanlı Oktar, vücut içinde gerçekleşen olayları gerçek zamanlı izleyebilecek, sentetik biyoloji ile elektronik mühendisliğini buluşturacak teknoloji “AntennAlive” projesi için çalışıyor.  Dr. Öğr.

Elektrik & Elektronik Mühendisliği
Mühendislik Fakültesi
Share

Sicim Teorisi uzmanları Türkiye-Rusya arasında bilim köprüsü kuracak

TÜBİTAK-Rusya Temel Araştırma Vakfı (Russian Foundation for Basic Research-RFBR) ile İşbirliği Programı kapsamında Boğaziçi Üniversitesi’nden destek almaya hak kazanan projelerden biri Fizik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Can Kozçaz’ın projesi oldu. Sicim teorisinde dünyanın önde gelen genç araştırmacılarından olan Lomonosov Moskava Devlet Üniversitesi’ne bağlı Teorik ve Matematiksel Fizik Enstitüsü üyesi Yegor Zenkevich’in ekibiyle ortak çalışılacak projede, “her şeyin teorisi” olarak görülen Sicim Teorisi’ni bir köprü gibi kullanarak matematik ve fizik arasında bilgi transferi sağlanması ve ‘’Süpersimetrik Teoriler’’in arkasındaki matematiksel yapıların daha iyi anlaşılması hedefleniyor.

Başlangıçta atom çekirdeğini oluşturan proton ve nötron gibi parçacıkların dinamiğini anlamak için ortaya atılan Sicim Teorisi, daha sonra etrafımızda gördüğümüz tüm fiziksel olay ve etkileşmeleri tek bir teoride birleştirerek açıklamayı vaat eden bir yaklaşıma doğru evrilmiş olduğu için “her şeyin teorisi” olarak da adlandırıyor. Sicim Teorisi için İtalyan fizikçi Daniele Amati tarafından söylenen “Sicim Teorisi şansa 20. yüzyılda bulunmuş 21. yüzyıl fiziğidir ve 22. yüzyıl matematiğine ihtiyaç duyar” ifadesi ise teorik fizikçilerin bu alandaki heyecanını ifade eden etkileyici bir bakış.

Share

Kimler aşıya neden karşı?

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Ceylan Engin’in İtalya’da aşı karşıtlığı üzerine yürüttüğü araştırmaya göre aşıya en çok karşı olanlar daha az eğitimli ve 25-34 yaş aralığında olanlar. Ülkenin sağlık sistemi ve politik kurumlarına olan güvensizlik arttıkça da aşı karşıtlığı yükseliyor. Engin, aşı karşıtlığının Covid-19 pandemisinden önce de özellikle gelişmiş ülkelerde yükselmeye başlamış olduğunu vurguluyor.

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ceylan Engin’in Milano Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cristiano Vezzoni ile İtalya’daki aşı karşıtlığı üzerine yürüttüğü araştırma geçtiğimiz aylarda Population Review’da yayımlandı.

Share

Boğaziçi Üniversitesi’nden Covid-19 Aile Araştırması

Belirsizliklere karşı güçlü olan ebeveynlerin karantina döneminde nitelikli zaman ve eğitim süreçlerini daha iyi yönettiği gözlendi.

Boğaziçi Üniversitesi, Temel Eğitim Bölümü öğretim üyesi Mine Göl-Güven ve ekibi tarafından yürütülen, Covid-19 salgını ve karantina sürecinin çocuk sahibi olan ailelerinin yaşamlarına yansımalarını ortaya koyan araştırmanın üçüncü raporu yayımlandı. Covid-19 evde kalma süreci olarak bilinen 15 Mart-1 Haziran tarihlerinin bitiminde 323 ebeveynden  toplanan veriler analiz edildi.

 

Share

Otonom araçlar trafiği de yönetecek

Boğaziçi Üniversitesi’nden trafik sıkışıklığına çözüm için araştırma...

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ilgın Gökaşar, otonom araçlarla trafik yönetimi yaparak trafik sıkışıklığına çare olabilecek bir sistem geliştirdi. 5G ve V2X gibi bağlantı teknolojilerini kullanan sürücüsüz bağlı araçlar, bir kaza olduğunda birbirlerinden bilgi alabiliyor ve rotalarını minimum zaman kaybı olacak şekilde değiştirebiliyor. Üstelik sistemin bir bölgede uygulanabilmesi için herhangi bir altyapı kurmaya ya da maliyetli bir yatırıma ihtiyaç yok.

Mühendislik Fakültesi
Share

COVID-19 salgını sonrası toplumun röntgenini çekecek araştırmaya TÜBİTAK desteği

COVID-19 salgınının mevcut ve öngörülen sorun ve etkilerinin sosyal ve beşerî bilimler perspektifinden incelenmesi, araştırılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesine yönelik olarak TÜBİTAK tarafından ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında açılan COVID-19 özel proje çağrısının değerlendirme süreci tamamlandı. Desteklenmesine karar verilen projeler arasında Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Arhan S. Ertan’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje de yer alıyor.

“COVID-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşerî ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler” başlıklı özel proje çağrısına 160 farklı kurumdan toplam 682 proje önerisi sunuldu. Yapılan değerlendirmeler sonucunda 102 proje önerisinin desteklenmesine karar verildi. Desteklenecek projeler arasında Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Öğretim Üyesi Arhan S.

Share

“Geçmişte kitlesel ölümlere yol açan pandemiler, toplumları değiştiren önemli güçler oldular”

Boğaziçi Üniversitesi Tarih ve Psikoloji bölümlerinden mezun olan ve Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Nükhet Varlık, yıllardır salgın hastalıkların tarihini araştırıyor. Şu an Rutgers Üniversitesi ve Güney Karolayna Üniversitesi Tarih Bölümü’nde görev yapan Varlık, Osmanlı tarihindeki veba salgınlarını global ekolojik tarih ekseninde incelediği ve Osmanlı tarihinde ölüm anlayışını değerlendirdiği iki kitap üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Nükhet Varlık, tarihteki salgınlarla karşılaştırıldığında Kovid-19’un öne çıkan özelliklerine ve Kovid-19’un olası küresel sonuçlarına yönelik sorularımızı yanıtladı.

İçinde bulunduğumuz günlerin tarihsel açıdan bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Nükhet Varlık, geçmişte yaşanan pandemilerin küresel ölçekte dönüştürücü etkileri bulunduğunun ve Kovid-19 salgınının da dünyayı derinden etkileyecek sonuçlara yol açabileceğinin altını çiziyor. 

Share

''Toplumsal kaynaşma, ortak kimlikler ve aidiyetlikler üzerinden sağlanamaz''

Araştırmacı Hasret Saygı, Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü bünyesinde tamamladığı ‘’Türkiye’nin Bir Şehrinde Yerel ve Mülteci Kadınlar Arasındaki Günlük Etkileşim: Kimliklerin Müzakeresi ve İnşası" başlıklı doktora tezinde Kırşehirli yerel kadınların ve Iraklı Türkmen kadınların dil, din ve kadınlıkla ilintili konular üzerinde üzerinde ortaklaştıkları ve ayrıştıkları noktaları inceledi.

Araştırmacı Hasret Saygı, Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü bünyesinde tamamladığı ‘’Türkiye’nin Bir Şehrinde Yerel ve Mülteci Kadınlar Arasındaki Günlük Etkileşim: Kimliklerin Müzakeresi ve İnşası" başlıklı doktora tezinde Kırşehirli yerel kadınların ve Iraklı Türkmenlerin bir araya geldiği ev buluşmalarındaki sohbetleri merkeze alıyor.

Share

“Sürdürülebilir bir gelecek için doğayla ilişkimizi değiştirelim”

Yazarları arasında Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kerem Saysel’in de bulunduğu Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu (IPBES)’nun birinci küresel değerlendirme raporuna göre 1 milyon tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yeryüzünde insanın var olduğu zaman diliminde ilk defa bu kadar çok türün yok olma tehlikesi yaşadığını belirten rapor, özellikle son 50 yılda artan tüketim faaliyetlerinin ekosisteme verdiği zararı çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor.

İklim Haber ve Konda’nın “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı 2019” adlı araştırmasına göre [1] Türkiye’de toplumun yüzde 60’ı iklim değişikliğinden endişeli olduğunu belirtirken, yüzde 50’si iklim değişikliğinin etkilerini şimdiden hissettiğini kaydediyor.

Share

Pages